İspanyolca.biz Sözlük Fiiller Fiil Çekimleri Kelime listeleri Gramer İletişim
ispanyolca

Hadi tutkunun dilini öğrenelim

Gustar

Gustar fiili İspanyolca’daki sevmek, hoşlanmak anlamına gelen birçok fiilden sadece bir tanesidir.

gustar fiilinin tek başına kullanılan bir fiil değil. İspanyolca’da pronombre de objeto indirecto (me, te, le, nos, os, les) dediğimiz dolaylı nesne zamiri ile birlikte kullanılır.


Gustar fiili ve ona benzeyen bazı fiiller 3. tekil ve çoğul şahıs çekimleriyle ifade edilirler. Eğer hoşlanılan nesne ya da kişi tekil bir ifade ise gustar fiilinin de tekil çekimini (gusta) kullanmalısın. Birden çok nesne ya da kişiden hoşlandığımızı belirtirken ise gustar fiilinin çoğul çekimini (gustan) kullanmalısın.


a mimegusta, gustan
a titegusta, gustan
a ellegusta, gustan
a ellalegusta, gustan
a ustedlegusta, gustan
a nosotrosnosgusta, gustan
a vosotrososgusta, gustan
a elloslesgusta, gustan
a ellalesgusta, gustan
a ustedeslesgusta, gustan

a mí, a ti gibi ifadeler, hoşlanan kişiyi vurgulamak amacıyla kullanılır. Kullanmakmak zorunlu değil.

• A mí me gusta comer en casa pero a él no le gusta. - Evde yemeyi severim ama o sevmez.

• A ella le gusta bailar pero a mí no me gusta. - O dans etmekten hoşlanıyor ama ben hoşlanmıyorum.


 •   DİKKAT  
- Gustar’dan sonra belirteceğin fiili infinitivo, yani mastar haliyle kullanmalısın. Yukarıda göstermiş olduğum örnek cümlelere bakacak olursan a mí me gusta + comER  ya da a ella le gusta + bailAR şeklinde yani mastar halinde belirtmişim. 

- A mí, a él, a ellos gibi zamirler yerine isim belirterek de kullanabilirsin (a + isim). Aşağıdaki örnekle birlikte daha iyi anlayacağını düşünüyorum. 

A Murat le gusta mucho España.
Murat İspanya’yı çok seviyor.

Al hombre le gusta mucho Ankara.
Adam Ankara’yı çok seviyor.

 •  Yukarıda bahsettiğim yapı presente yani geniş zamanda ifade ederken kullanıyor. Diğer zamanlarda (tense) kullanımı şu şekilde:

- Preterite: gustó - gustaron

- Imperfect: gustaba - gustaban

- Future: va a gustar - van a gustar / (gustará - gustarán)

- Conditional: gustaría - gustarían

• Al hombre le gustó mucho España.
Adam İspanya’yı çok sevdi.

• ¿Yo te gustaba?
Benden hoşlandın mı?


 •  Gustar fiilini detaylı bir şekilde anlattığımı düşünüyorum. Gelelim gustar fiiline benzeyen fiillere ve örneklendirmeleri genişletme faslına.

 GUSTAR GİBİ KULLANILAN BAZI FİİLLER 

Doler: ağrımak
Aburrir: bunaltmak, can sıkmak
Agradar: beğenmek, hoşuna gitmek
Parecer: görünmek
Encantar: büyülemek, hayran bırakmak
Caer bien: sevmek, iyi geçinmek
Caer mal: kötü geçinmek, sevmemek
Fascinar: büyülemek, cezbetmek
Faltar: eksik olmak
Importar:  önemli olmak
Convenir: uygun olmak, uymak
Disgustar: canını sıkmak, sinirlendirmek, sevmemek
Quedar: kalmak, durmak (kıyafet)
Molestar: rahatsız etmek
Impresionar: etkilemek
Costar: mal olmak
Sorprender: şaşırtmak, hayrete düşürmek
Interesar: ilgilenmek, ilgisini çekmek, ilgilendirmek
Hacer falta: ihtiyaç duymak
Atraer: çekmek, cezbetmek

 •   ÖRNEKLER 
Muéstreme dónde le duele.
Ağrının nerede olduğunu bana göster.

Te duelen los ojos.
Gözlerin ağrıyor.

A nosotros nos encantan los libros.
Kitaplar bizi büyülüyor.

La película le parece muy mala.
Film çok kötü görünüyor.

A ellos les encantan las vacaciones.
Tatiller onları büyülüyor.

Nos gustan las flores.
Çiçeklerden hoşlanıyoruz. / Çiçekleri seviyoruz.

No me gustan las películas de comedia.
Komedi filmlerini sevmem.

• Me agrada este perfume.
Bu parfümü seviyorum.

No le gustó esta película de terror.
Bu korku filminden hoşlanmadı.

Te gusta jugar fútbol.
Futbol oynamaktan hoşlanıyorsun.

• A Salih le disgustaban ambos.
Salih her ikisini de sevmiyordu.

A Sinem le costo menos de dos meses para entender el tema.
Sinem’in konuyu anlaması 2 aydan daha az bir zaman aldı.

A Elif le hace falta una orientación.
Elif’in bir oryantasyona / rehberliğe ihtiyacı var.

¿Le sorprendió a alguien?
Birisi şaşırdı mı?

A mí me impresionó la habilidad de los músicos.
Müzisyenlerin yeteneğinden etkilendim.

A él no le conviene el objetivo.
Amaç ona uygun değil.

Realmente no le interesa la política.
Gerçekten, siyasetle ilgilenmiyor.

No me cae bien, lo odio.
Onu sevmiyorum, ondan nefret ediyorum.

Me atrae la idea.
Fikirden etkilendim.